26 Kasım 2013 Salı

LÜSET KOHEN FİNS / ON DERİN AYAK İZİ




Hürriyet Bumerang’ın ‘’Haftanın Kitabı’’ konsepti ile yeni kitapları hem tanıtmasına hem de bize hediye etmesini çok seviyorum. Geçen gün Haftanın Kitabı, Lüset Kohen Fins’in ‘’On Derin Ayak İzi’’ adlı kitabı olmuş. Ne yazık ki kampanyayı yakalayamadım ancak bu kez de kitabı kendim satın almak istedim ve tuttum bir kitapçının yolunu. Yeni kitapları zaman kaybetmeden tanıtmayıi duyurmayı sevdiğimi bilirsiniz. Bu kitap da henüz çok yeni ve ben size tanıtmak istiyorum. Kitabı henüz tamamlamadım ancak öncelikle şunu söyleyebilirim ki kurgusal olarak ciddi anlamda başarılı bir eser ‘’On Derin Ayak İzi’’. Bazı kitapları henüz ilk sayfalarında bırakmak istersiniz, cümleler akmaz. On Derin Ayak İzi sizi ilk dakikadan itibaren içine almayı başarıyor ki bir kitabın başarısını belirleyen önemli kriterlerden birisidir bu.


Kitabın konusu nedir biraz da ondan bahsedelim. Zhuizm düşünce akımının lideri Wen Bao Zhu ( bu düşünce akımını duymadım diye düşünmeniz çok normal çünkü bu tamamen yazarın kurguladığı bir akım) evinde enteresan şekilde ölü bulunuyor ve bunun ardından kariyeri giderek kan kaybeden tv yapımcısı Chloe Franklin bu esrarengiz olayı aydınlatmaya karar veriyor. Ve tam da bu noktada olaylar dizisi başlıyor.Kitabı ilginç yapan şey bu kurgusal felsefe akımından çıkan felsefik cümleler. Sanki gerçekten bir felsefe akımı varmış ve hatta bu felsefe akımı hayatınızın içindeymiş gibi bir izlenim yaratıyor. En çok burası etkiledi beni.


Kitaptan bu kadar bahsetmişken yazarın bu kitabı aslında İngilizce olarak kaleme aldığını daha sonra yine Türkçe çevirisini de kendisinin yaptığını belirtmek istiyorum. Kitabın Uluslararası HarperCollins Authonomy Yarışması’nda birinci olduğunu da söyleyeyim. En yakın kitapçıya doğru yol alabilirsiniz!

SHANNA/ EPSİLON YAYINLARI


Epsilon yayınları etiketi ile yayımlanan Kathleen E. Woodiwiss'in yeni kitabı Shanna kitapçılarda yerini aldı. Kitabın konusunu da sizinle paylaşmak istiyorum.
Newgate Hapishanesi’nin kalın taş duvarlarının ardında gizli bir anlaşma yapıldı. Çekici idam mahkûmu Ruark bir gecelik haz karşılığında güzeller güzeli Shanna’yla evlenerek onu babasının ayarlayacağı korkunç bir evlilikten kurtarmaya razı oldu. Yüzükler takıldı, evlilik yeminleri edildi fakat Shanna babasının Karayipler’deki cennet gibi adasına kaçarak kocasını yüzüstü bırakıverdi. Ama Ruark Beauchamp, kaderinin baş döndürücü güzellikteki Shanna’yla beraber yazıldığını biliyordu. Özgür kalacak ve Shanna’yı bulacaktı. Onun tutkusunun önünde prangalar veya taş duvarlar duramazdı... Celladın ipi bile Ruark’ın hakkı olan mutluluğu onun elinden alamazdı.

23 Ekim 2013 Çarşamba

KARA KİTAP'IN SIRLARI / YAPI KREDİ YAYINLARI


Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Kara Kitap’ın Sırları, okuyucuyu bu önemli romanın hayal edilme ve yazılma sürecine götürüyor. Orhan Pamuk’un, “Yapı Kredi Yayınları’na geçme nedenlerimin başında geliyor” dediği bu kitapla okurlar yazarın atölyesine davet ediliyor, Pamuk’un romanının hem otobiyografik ve edebi etki kaynakları hem de romanı yazarken tuttuğu notlar ve “romancılık sırları” okurlarla paylaşılıyor.

Pamuk, ayrıca daha önce yayımlanan kitaplarını tekrar ve yeni edisyonlarla basan yayınevi için “Daha önce yayımlanan kitaplarımın Yapı Kredi Yayınları tarafından yeni edisyonlar, yeni kapaklar ve yeni düzenlemelerle çıkması çok güzel oldu. Bunlar için yayınevine teşekkür ederim" diyor.

Orhan Pamuk’un başyapıtlarından biri sayılan, yayımlandığı günden bu yana kendine özel bir hayran kitlesi de yaratmış olan 1990 tarihli Kara Kitap, Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldüğünde, ödül komitesi başkanı tarafından şu sözlerle övülmüştü: “Pamuk, Kara Kitap’la, romanın bir edebi tür olarak hâlâ hayatta olduğunu, hâlâ bir potansiyeli ve geleceği olduğunu kanıtladı. Bunları yapan biri ne zamandır çıkmıyordu.” Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Kara Kitap’ın Sırları, okuyucuyu işte bu önemli romanın hayal edilme ve yazılma sürecine götürüyor. Orhan Pamuk’un, “Yapı Kredi Yayınları’na geçme nedenlerimin başında geliyor” dediği bu kitapla okurlar yazarın atölyesine davet ediliyor, Pamuk’un romanının hem otobiyografik ve edebi etki kaynakları hem de romanı yazarken tuttuğu notlar ve “romancılık sırları” okurlarla paylaşılıyor. Yazarın romanı yazarken yaptığı karalamalar, desenler ve resimler romanın yazılış öyküsüne eşlik ediyor ve Pamuk’un romanı yazarkenki ruh haline ışık düşürüyor.

18 Eylül 2013 Çarşamba

ŞİZOANALİZE GİRİŞ / OTONOM YAYINLARI


Anti-Oedipus felsefede son otuz yıldır yayımlanan en önemli metinlerden biridir. Gilles Deleuze ve Félix Guattari’nin ilk ortak çalışmaları olan metin, kapitalist kurumların gerici, suça teşvik edici ürünü olarak mahkûm ettiği Freudcu Oedipus karmaşasının parlak ve etkili bir eleştirisini sunar. Gerçekten dikkate değer ve çok karmaşık bir metin olan Anti-Oedipus, postyapısalcılığı ve kıta felsefesini kökten değiştirmiştir. 

Deleuze ve Guattari’nin Anti-Oedipus’u: Şizoanalize Giriş’te Eugene W. Holland, bu güç ve karmaşık metnin kapsamlı ancak anlaşılabilir bir rehberini sunuyor. Holland, modernitenin üç ana düşünürü Freud, Marx ve Nietzsche arasındaki etkileşimleri, Deleuze ve Guattari’nin müzakere ettikleri tarzda araştırıyor ve Deleuze ile Guattari’nin radikal materyalist psikiyatrisinde şizoanalizin rolünü açık bir biçimde inceliyor.
Anti-Oedipus’un vazgeçilmez bir rehberi olan bu kitap, yalnızca eserin önemini ve titizliğini kutlamakla kalmayıp Marksizm, çevrecilik ve feminizm üzerine süregiden tartışmalara ilişkin içerimlerini de öne çıkararak, Deleuze ve Guattari’nin düşüncesine mükemmel bir giriş sunuyor.

12 Eylül 2013 Perşembe

KATİL KİM? / GITA YAYINLARI



‘’Katil Kim’’, geçmişin ışıklarıyla pırıl pırıl parlayan İstanbul gecelerini anlatan, bir bilinmezlik romanıdır. Ay ışığında ve amaçsız gezintilerde suyun parıltılarıdır. Eski İstanbul’da yapılan geziler, kayıkla Boğaz’da gidiş gelişler boyunca filizlenen tek taraflı imkânsız bir aşkın öyküsüdür.

XX. yüzyılın başında İstanbul, askerî ataşelerin ve casusların birbirinden ayırt edilemediği, yabancı diplomatların da, Padişahın hizmetindeki yüksek görevlilerin de aynı konuma sahip olduğu, Pera’nın Avrupalılaşmış azınlıklarıyla, Müslümanların birlikte yaşadığı bir kenttir.

Bu Türkiye’deki Fransız elçiliğinde askerî ataşe olan, yazarı Claude Farrère’e son derece benzeyen, romanın kahramanı Renaud de Sévigné’yi büyüleyen tuhaf ve gizemli bir yaşamdır.

5 Eylül 2013 Perşembe

GELİŞİN BİLMECESİ / CAN YAYINLARI


Sürrealist ressam Giorgio de Chirico’nun Gelişin Bilmecesi adlı dizi tablosundan esinlenen kitap, İmparatorluk sonrası dönemde Karayipler’den İngiltere’ye gelen genç bir Hintlinin öyküsünü anlatıyor. Naipaul’un en önemli otobiyografik eserlerinden biri olarak, bir diyardan bambaşka bir diyara gitmenin, bir ruh halinden başka bir ruh haline geçmenin hikayesi üzerinden, en geniş anlamda “yolculuk” temasını işliyor. Ancak yazar, yaratıcılık ve gözlemle birleştirdiği sıradışı bir ağ ile örüyor romanı. İngiliz dünyasının, sömürgeciliğinin sona ermesiyle başlayan küçülme ve eski görkemini yitirme sürecini, bir malikanenin geçirdiği değişim aşamalarıyla simgeliyor.

Bir komşunun ölümü, malikanenin bahçıvanının işten çıkarılması gibi, gündelik hayatın içindeki sıradan anlarda bile bir derinlik ve dokunaklılık bulan Naipaul, ayrıntılardan geniş manzaralara uzanıyor; ‘ilerleme’ fikrinin engellenemez yükselişiyle yitip giden eski dünyayı, İngiliz coğrafyasında yavaş yavaş meydana gelen kalıcı değişimleri gözler önüne seriyor.

4 Eylül 2013 Çarşamba

SHERLOCK HOLMES / EVEREST YAYINLARI


Everest Yayınları’nın dünya klasikleri dizisi, eksiksiz bir Sherlock Holmes külliyatıyla devam ediyor. Sherlock Holmes’un Anıları, edebiyat tarihinin en meşhur dedektifinin maceralarını içeren ikinci öykü kitabı. “Gloria Scott”, “Yunan Tercüman” ve “Son Muamma” gibi, Sherlock Holmes külliyatında dönüm noktası kabul edilen vakalar, Sidney Paget ile W. H. Hyde’ın çizimleriyle birlikte Anılar’da hayat buluyor. Everest Yayınları’nın dünya klasikleri dizisi kapsamında yayımlanan bu cilt, öykülerin Strand Magazine’deki özgün hallerini esas alan, eksiksiz bir baskı.